Bir yıldır tutuklu olan 5 Grup Yorum üyesi, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Tutuklu 5 Grup Yorum üyesi, Çağlayan’da bulunan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Grup Yorum üyelerinin yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrolle tahliyelerine karar verdi.
Grup Yorum üyeleri Bergün Varan, Fırat Kaya, Cemil Kurt, Cenk Turan ve Boran Hurustan; 29 Eylül 2022’te çalışmalarını yürüttükleri İdil Kültür Merkezine (İKM) düzenlenen baskında gözaltına alınarak tutuklanmışlardı. 1 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Grup Yorum üyeleri Bergün Varan, Fırat Kaya, Cemil Kurt, Cenk Turan ve Boran Hurustan yargılandıkları davanın ilk duruşmasında hazır bulundu.
Evrensel’de yer alan habere göre; Bergün Varan savunmasında, baskında kendilerine işkence edildiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
“Polisin oluşturduğu komplo bir iddianame ile tutukluyuz. 6 yıldır Grup Yorum üyesiyim. Sizin önünüzde bir dosya var ama içi boş, sadece Grup Yorum üyesi olmakla suçlanıyoruz. Ayrıca İdil Kültür Merkezinde bulunmak suç sayılamaz, orası benim evim.
Postacı kılığında biri içeri daldı. Biz polis olduğunu bize işkence yaptığı ve elinde uzun namlulu silahlar olan polisler içeri girdiği sırada anladık. Saatlerce işkence yapıldı. Benim üstümü 4 kere polis aradı. Erkek polisler de üzerimi aradı. Dudaklarımda kan izi vardı. Doktor kontrolü öncesi silmeye çalıştı polisler izin vermedim.”
“Bateri bozuk gerekçesiyle tutuklandım”
Baterinin bozuk olması nedeniyle tutuklandığını söyleyen Varan, “Bizim tutuklandığımız baskında 8 saat kaldı savcı. Benim tutuklanma gerekçelerimden biri baterinin bozuk olmasını göstermiş. ‘Baterinin tuşuna bastım çalışmıyordu’ dedi ve baterinin bozuk olduğunu söyledi. Oysaki bateri bozuk değil fişe takılmamıştı. Bu tutuklama sebeplerinden biri olabilir mi?” diye sordu.
“IŞID’çiler Hizbullahçılar serbest ama bizler tutukluyuz”
Boran Hurustan ise, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“Ben 19 yaşındayım. Grup Yorum türküleriyle büyüdüm, şimdi Grup Yorum emekçisiyim. Bizim tutuklandığımız baskında İdil Kültür Merkezinde kırılmayan eşya yoktu. İdil Kültür Merkezinde kamera olması, kapıların güvenlikli olması iddianameye girmiş. Neden kuruma kamera koymayalıyım ki, neden önlem almamalıyım ki…
Zenginlere yasak olmayan kameralar bize neden yasak olsun. Ben gitar çalıyorum. IŞİD’çiler, Hizbullahçılar serbest ama halkımızın türkülerini yazan söyleyen bizler bir yıldır tutukluyuz. Ayrıca iddianameye katıldığımız basın açıklamaları konulmuş, bu nasıl suç olabilir? Basın açıklamasına katılmak benim yasal hakkımdır. İdil Kültür Merkezinde bulunduğum için bir yıldır tutukluyum. İdil Kültür Merkezi yasak bir kurum mu?”
“Taciz edildim”
Cenk Turan da, “İddianamenin üçüncü sayfasında belirtildiği gibi bize kimse polis olduğunu söylemedi. Kimin kartını göstermedi? Kültür merkezinde düzmece postacı kılığında geldiler, düzmece şekilde tutanak tuttular” dedi.
Baskında polis tarafından tacize uğradığını da iddia eden Turan, yerde yatarken pantolonun ve ardından iç çamaşırının indirildiğini, sonra hem sözlü hem fiziki olarak taciz edildiğini anlattı.
Turan, “Kalçalarının çıplak fotoğrafını çekerek sosyal medyamızda paylaşırız dediler” sözleriyle maruz bırakıldığı şantajı ve işkenceyi aktardı.
Yurtdışı yasağı konuldu
Savunmaların ardından ara verildi. Aradan sonra avukatlar, müvekkillerinin tahliyelerini ve beraatlerini talep etti. Mütalaasını açıklayan savcı ise, sanıkların tutukluluğunubn devam etmesi gerektiğini söyledi.
Mütalaya karşı Grup Yorum üyelerinin avukatları, müvekkillerin etki edeceği, karartacağı bir delil olmadığına dikkat çekerek tahliye talep etti.
Savunmaları ve mütalaayı değerlendiren mahkeme heyeti, Grup Yorum üyelerinin yurtdışına çıkış yasağı ve diğer adli kontrol uygulamaları ile tahliye edilmelerine karar verdi.
“Polisin oluşturduğu komplo bir iddianame ile tutukluyuz. 6 yıldır Grup Yorum üyesiyim. Sizin önünüzde bir dosya var ama içi boş, sadece Grup Yorum üyesi olmakla suçlanıyoruz. Ayrıca İdil Kültür Merkezinde bulunmak suç sayılamaz, orası benim evim.
Postacı kılığında biri içeri daldı. Biz polis olduğunu bize işkence yaptığı ve elinde uzun namlulu silahlar olan polisler içeri girdiği sırada anladık. Saatlerce işkence yapıldı. Benim üstümü 4 kere polis aradı. Erkek polisler de üzerimi aradı. Dudaklarımda kan izi vardı. Doktor kontrolü öncesi silmeye çalıştı polisler izin vermedim.”